Sınırlarını ve Haddini Bilmek

Her anlamda sınırları ve haddini bilmek çok önemli...! 4 dk


48
59 Paylaşım, 48 Beğeni

İnsanların herhangi bir konuda veya olayda kendi çizgilerini, sınırlarını ve limitlerini bilmesi çok önemli diye düşünüyorum. Sınırlarını ve haddini bilmek ilk bakışta çok sert bir ifade gibi görünüyor olsa da aslında her anlamda, her ortamda ve her olayda çok önemli…!

Çocuklar başta olmak üzere her yaş gurubuna sınırlarını ve haddini bilmek nedir? Bunun öğretilmesi gerekiyor. Sınırlarını ve haddini bilmeyen insanlar, başta kendilerine zarar verirler. Bulundukları her yerde ise ortaya çıkan sorunların baş kahramanı olurlar.

En başta da ifade ettiğim gibi, aslında ilk bakışta çok sert bir cümleymiş gibi algılanıyor. Ama sınırlarımızı öğrenmeye başladığımızda haddimizi bilerek hareket etmeye başlıyoruz. Sınırlarımızı ve haddimizi öğrendiğimiz andan itibaren ise resmen hayatımız kolaylaşıyor.

İnsanlığın en temel sorunlarından biri olan sınırlar, ilkel toplumlardan buyana aşılabilmesi için büyük adımlar atılmıştır. Mülkiyet sahipliğini dahi buraya dayandırsak yanlış olmaz.

İnsanlar sınırlarını ve kurallarını bilsin diye düzeni sağlamak amacıyla örf adet ve yazılı resmi kurallar ortaya konmuştur.

Sınırlarını ve Haddini Bilmek

• İnsanların hassasiyetini ve kırmızı çizgilerini fark edebilmek,
• Empatiyle ve anlayarak dinlemek,
• Nerede ve ne zaman durması gerektiğine karar verebilmek,
• Bir başkasının fikirlerine, hislerine ve tercihlerine saygı duyabilmek. Kısacası; olgun ve medeni bir insana yakışan sınırlar çizebilmek demektir.

Diğer bir deyişle…

İnsanların muhtelif işleri yapabilme noktasında kendi sınırları ve güç kapasitelerini bilmeleri diyebilirim.

Bu tanımdan yola çıkarak kendi sınırlarını, kendi güç kapasitesini, kendi limitlerini ve kendi özelliklerini bilen insanlar, başarıya giden yolda çok şanslılar.

“En verimli yaşam, gerçek yaşamdır.”

Yirmi bin Türk Lirası geliri olan bir aile düşünün. Yirmi bin Türk Lirası kazanıyor gibi yaşamaz da daha üst bir şekilde yaşamaya çalışırsa yani gideri gelirinden fazla olursa aile ay ay içeri girmeye başlar. Sonucunda ise kredili yani borçlu bir hayatları olur.

Sınırlarınızı ve limitlerinizi öğrenince haddinizi bilmeye başlarsınız. Bu her olay için geçerli diye düşünüyorum.

İş yaşamında benim ciddi düzeyde önemsediğim bir konuyu ele almak istiyorum. Çalıştığınız iş arkadaşlarınızın nasıl bir geçmişi var. Nasıl bir ortamdan geliyorlar. Nasıl bir anne ve babaya sahiptiler. Nasıl bir ekonomik seviyeleri vardı. Nasıl bir eğitim seviyesindeler. Bunların hepsi akıllarda birer soru işareti değil mi?

İşte bu akıllarda bulunan soru işaretlerini gidermeden doğru ilişkiler kurmamız mümkün değil. İnsanların nezaket ve kibarlık içerisinde yaptıkları uyarılardan ben çok mutlu oluyorum. Bazılarına kötü gelen ve bazılarının alınmasına sebep olan bu uyarıları duyunca ben çok seviniyorum.

Çünkü, insanlar aslında bu uyarıları ile kötü bir şey yapmış olmuyorlar. Kendileri ile ilgili basit bir şekilde bilgi vermeye çalışıyorlar. Neye alındıklarını ve neyden etkilendiklerini söylemeye çalışıyorlar. Bu yöntemle karşılıklı sınırlar çiziliyor ve insanlar birbirlerine uzun vadede nasıl davranacaklarını öğreniyorlar.

Sınırlarını ve haddini bilmek noktasında bir örnek daha vermek istiyorum. Bir gün batı karadeniz turuna gittik. Tur kafilemizin bir tur rehberi var. Tur rehberinin ne iş yaptığını hepimizin bildiğini düşünerek basitçe tanımlamak istiyorum. Tur rehberi: gittiğiniz yerleri anlatan personellerdir.

İşte tur rehberi ile ilgili tanım bu, ama bazen tur rehberleri öyle noktalarda anlamsız hareketler yapıyorlar ki, akıllara zarar. Tura katılanlar çocuk yaşta değiller ama tur rehberi kendini kafilenin bileni sanıyor. Kafilenin lideri sanıyor. Konuyu öylesine abartıyor ki, bazen basit olan yolda yürüme şeklinize dahi karışabiliyor.

“Sağdan yürüyelim, karşıdan araba geliyor.”

Tura katılanlar daha önce hiç araba görmediler ya, haliyle nasıl davranacaklarını bilmiyorlar ya tur rehberinin kesinlikle bunu söyemesi gerekiyor.

Tabii bu durum sadece tur rehberlerinde olmuyor. Her meslek için geçerli bu dediklerim. Bir kişi müdür olur. Kendini müdür yapan mevzuatın üstünde görmeye başlar. Her söylediğinin uygulanabilir olduğunu düşünmeye başlar.

Hatta müdür oldu ya birlikte çalıştığı personeller ile alakalı hastalıklara yorum yapar ve uygulamanı ister. Çocuklarınızın üniversite tercihlerine karışır. Müdür ya artık. Çevresinde tek bilen kendi olmuştur.

İnanın, bu ve buna benzer bir çok örnek hayatımızın içinde var. Bizzat yaşıyoruz. Ben hayatım boyunca hiç bir zaman sevmedim. İnsanlarla el ense olmayı. Samimiyetin saygısızlık getirdiği ilişkileri hiç sevmedim.

Bundan dolayı sınırlarını ve haddini bilmek benim çok önemsediğim bir konu desem yanlış olmaz.

Yusuf TOKMUÇ-Kariyer ve Gelişim Blogumda: Sınırlarını ve Haddini Bilmek ile ilgili anlatımda bulunmaya çalıştım. İçeriği beğendiyseniz daha fazla kişiye ulaşması için paylaşmayı, içeriğe katkı sunmak isterseniz de aşağıda yer alan yorum bölümüne fikir ve görüşlerinizi bırakmayı unutmayın.


Sizin Tepkiniz Nedir?

Kızgın Kızgın
0
Kızgın
Komik Komik
0
Komik
Beğen Beğen
4
Beğen
İlginç İlginç
0
İlginç
Bilgilendirici Bilgilendirici
4
Bilgilendirici
Beğenmedim Beğenmedim
0
Beğenmedim
Üzücü Üzücü
0
Üzücü
Yusuf TOKMUÇ
Sürekli araştırmayı ve öğrenmeyi misyon, gelişmeyi ve değişimi ise vizyon edinmiş birisiyim. Blogumda engelli ve yakınları başta olmak üzere ilgi duyduğum alanlarda tüm herkesi kapsayacak şekilde içerik üretmeye çalışıyorum. Bildiklerimi ve tecrübelerimi aktarıyorum.

0 Yorum

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir