Üretilmiş net, açık, ortak bir tanımı bulunmayan aynı zamanda ulusal, uluslararası belgelerde ve sosyal yaşamda nasıl söyleneceği ve ifade edileceği bilinemeyen engellilik kavramının mevzuatımızda ki yeri ile ilgili bilgiler vermeye çalışacağım. Mevzuatta Özürlü Kavramından Engelli Kavramına Geçiş ile ilgili detaylar içeriğin devamında…. İyi okumalar….
Mevzuatta Özürlü Kavramından Engelli Kavramına Geçiş konusuna tam anlamıyla başlamadan daha önce kaleme aldığım aşağıda linkini paylaştığım yazılarımı/içeriklerimi okumanızı tavsiye ederim.
Engelli Tanımı, Engellilik Nedir? – Sakat mı, Özürlü mü yoksa Engelli mi?
Mevzuatta Özürlü Kavramından Engelli Kavramına Geçiş
Bugüne kadar, konuya ilişkin yapılan çalışmalarda, kanun metinlerinde ya da konuşma dilinde “özürlü”, “engelli” ve “sakat” kavramlarının birbirinin yerine kullanıldığı görülmektedir. Aynı anlamı ifade etmek üzere kullanılan bu kavramların farklı içerikleri barındırdıkları ise çoğunlukla bilinmemekte ya da kavramlardaki bu farklılıklar kullanımda ihmal edilmektedir.
Her ne kadar “engelli” sakat ve özürlü kelimeleri yerine kullanılsa da bu sözcükler farklı anlamlara gelmektedir. Özürlü terimi bireyin kusurlarını veya “özürlülüğü” odak noktasına koymayı gerektiren, yani özürlülük olgusunu nesnelleştiren bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Buna karşın engellilik, bireyin kusurlarını değil, çevresel faktörlerden dolayı kısıtlanmışlığını gösteren bir olgudur.
Söz konusu kavram karmaşası, uluslararası metinlerin resmi çevirileri açısından da geçerlidir. Örneğin “disabled person” ve “people with disabilities” ifadeleri, resmi çeviriler ve doktrinde 1990’lı yılların sonuna kadar “sakat” biçiminde verilmişken, sonrasında ağırlıklı olarak ‘”özürlü” kavramının tercih edildiği görülmektedir. Başka bir ifadeyle, Türkçe literatürde “sakat” ve “özürlü” kavramları tarihsel süreçte birbirinin yerine ve eş anlamlı olarak kullanılmıştır.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından
2006 yılında kabul edilen “Convention on the Rights of Persons with Disabilities” orijinal adlı sözleşmenin resmi çevirisi ise “Engellilerin Haklarına İlişkin Sözleşme” biçiminde yapılmış; böylece ilk kez ülkemizdeki resmi bir çeviride “persons with disabilities”in karşılığı olarak “engelliler” ifadesi tercih edilmiştir. Taraf olduğumuz bahsi geçen Sözleşme ve insan hakları belgeleri “özürlü birey” ifadesinin yerine “engeli olan birey” ve “engelli birey” ifadelerinin tercih edilmesine önem vermektedir.
Bu ifadelerin uluslararası kurumlar ve sivil toplum örgütleri tarafından yerleşik hale getirilmeye çalışılması, aynı zamanda alana ilişkin olarak tıbbî bir perspektiften sosyal bir perspektife doğru paradigmatik bir dönüşümü ifade etmektedir. Bu nedenle, hem uluslararası hukukî metinlerde ve literatürde ağırlık kazanan eğilimin yansıtılması hem de söz konusu ifadelere yönelik toplum nezdindeki
negatif algının izole edilmesi amaçları doğrultusunda ilgili mevzuatlarda “engelli” ifadesinin kullanılarak terminoloji birliğinin sağlanmasının gereği duyulmuştur.
Bu kapsamda, 25 Nisan 2013 tarihinde, Türkiye’deki sayı olarak 96 yasal düzenlemede yer alan “özürlü”, “sakat” ve “çürük” gibi ibarelerin “engelli” olarak değiştirilmesini düzenleyen 6462 sayılı “Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Yer Alan Engelli Bireylere Yönelik İbarelerin Değiştirilmesi Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilmiş ve 3 Mayıs 2013 tarih ve 28636 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Buna göre 96 tane kanun veya kanun hükmünde kararnamede yer alan özürlü ve sakat ibareleri engelli olarak, askeri kanunlarda yer alan çürük ibareleri ise askerliğe elverişli olmayan olarak değiştirilmiştir.
Hatta özürlü, sakat ve çürük ibarelerinin engelli olarak değişmesinin ardından engellilerin, temel hak ve özgürlüklerden faydalanması amacıyla 2005 yılında çıkartılmış olan 5378 Sayılı Özürlüler Kanunu, 5378 Sayılı Engelliler Kanunu olarak anılmaya başlamıştır.
Mevzuatta Özürlü Kavramından Engelli Kavramına Geçiş başlığı altında kaleme aldığım bu içeriğimi hazırlarken Hande GÜNERİ’nin “TÜRKİYE’DE ENGELLİ İSTİHDAMI: 4857 SAYILI İŞ KANUNU’NDA YER ALAN ENGELLİLERE İLİŞKİN KOTA UYGULAMASI” uzmanlık tezinden faydalandım.
Yusuf TOKMUÇ-Kariyer ve Gelişim Blogumda: Mevzuatta Özürlü Kavramından Engelli Kavramına Geçiş hakkında bilgiler aktarmaya çalıştım. İçeriği beğendiyseniz daha fazla kişiye ulaşması için paylaşmayı, içeriğe katkı sunmak isterseniz de aşağıda yer alan yorum bölümüne fikir ve görüşlerinizi bırakmayı unutmayın.
0 Yorum