Engelli Çalıştırma Zorunluluğu ve Engelli İstihdamına Yönelik Bakış Açısı konusuna geçmeden önce engelli tanımını yapmakta fayda var. Engelli kavramını tam olarak anlamadan ve içselleştirmeden bu konuyu ele almanın hiç bir faydası yok.
Şöyle ki,
Bu içeriğimi engelli ve yakınları dışında işverenlerinde okuyacağını düşünüyorum. Bundan dolayı önce engelli tanımı anlatmak daha sonra ise işverenler tarafından engellilerin neden tercih edilmediği ile ilgili konuşmakta yarar var.
Engelli tanımı, tüm vücut fonksiyon kayıplarının en az %40’ından yoksun olduklarını, yetkili sağlık kuruluşlarından alacakları engelli sağlık kurulu raporu ile belgeleyen kişilere engelli denilmektedir.
Engellilik hakkında daha detaylı bilgi sahibi olmak isterseniz daha önce kaleme aldığımı Engelli Tanımı, Engellilik Nedir? başlıklı yazımı okuyabilirsiniz.
Engelli İstihdamına Yönelik Bakış Açısı
%85-100 arası görme engelli birisi olarak ve aynı zamanda hem Kamu hem de özel sektör görmüş bir kişi olarak bu başlığı açtım. Bu başlıkta biraz anlatmak istediklerim var. Çünkü, fazlasıyla bu konuda doluyum.
Temelde, tüm toplumlarda toplumsal çoğunluğu oluşturan gruplar normal olarak tanımlanmakta ve ifade edilmektedir. Bu çoğunluğu oluşturan gruplar dışında kalanlar ise anormal denilmektedir.
Anormal gruplardan biri olarak kabul edilen engellilerde olumsuz tutumlara en fazla maruz kalan gruplardan birini oluşturmaktadır. Toplumlarda genel olarak engelli bireylere yönelik olumlu tutumlar gelişememektedir.
Bunun sebepleri arasında: toplumsal alanlarda yeterince var olamamaları, bireylerle etkileşim içinde olamamaları şeklinde köhnemiş bir bakış açısı yatıyor. Toplumda yeterince var olmadığını ve engellilerin herhangi bir şey yapamayacağını düşünen bu köhnemiş zihniyet bu bakış açısıyla karşılaştıkları tüm engelli bireylere yönelik olarak da genellikle acıma, görmezden gelme, dışlama gibi tutumlar sergiliyor.
Bu durumun iş piyasasında da aynı olduğunu söyleyebilirim.Yıllardır çalışma hayatında olan biri olarak aynı bakış açısına sahip kişilere fazlasıyla denk geldim. Olumsuz tutum ve davranışlar değişiklikler gösterse de yaşanılanlar genel anlamda aynı diyebilirim. Engelli bireyler olarak sürekli mücadele etmek zorundayız.
Bunu şunun için söylüyorum. Bu bakış açısına sahip kişilerle mücadele etme zorunluğu sadece bireysel anlamda kendimiz için değil, daha sonra bu bakış açısına sahip kişilerin karşılaşacağı diğer engelliler içinde önemli.
Neyse tekrar konumuza dönecek olursak,
Ülkemizde engelli istihdamı her ne kadar son dönemlerde artmış olsa da genel olarak düşük oranlarda seyretmesinin en önemli sebeplerinde birisi işverenlerin işte bu olumsuz tutum ve davranışları diyebilirim. İşverenler engellileri genellikle vasıfsız, verimsiz, iş yerine uyum sağlayamayan kişiler olarak değerlendirmektedir. Bu durumun sonucu ise engelli istihdamına yansımaktadır.
“Engellilik, Bir Hastalık Değildir. Bireyin, İnsanlık Durumudur.” bu güzel sözün farkına varmadan bireysel ve toplumsal anlamda bu içgörü kazanılmadan bu bakış açısının devam edeceğini düşünüyorum.
Engelli Çalıştırma Zorunluluğu ve Engelli İstihdamına Yönelik Bakış Açısını haklar boyutunda da incelemekte fayda var.
Engelliler Anayasamızda Nasıl Korunma Altına Alınmıştır?
Bireysel ve toplumsal anlamda kalıplaşmış bu bakış açısının iş piyasasında da yaratmış olduğu olumsuz etkilerin önüne geçmek amacıyla pozitif ayrımcılığa ihtiyaç duyulmuştur. Bununla birlikte belirli düzenlemelere gidilmiştir.
İşte, engellileri koruma altına alan ve pozitif ayrımcılığa yönelik atılmış en temel dayanaklar:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasamızın 48. maddesinde “Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir. Özel teşebbüsler kurmak serbesttir. Devlet, özel teşebbüslerin milli ekonominin gereklerine ve sosyal amaçlara uygun yürümesini, güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlayacak tedbirleri alır.”;
Anayasanın 50. maddesinde“Küçükler ve kadınlar ile bedeni ve ruhi yetersizliği olanlar çalışma şartları bakımından özel olarak korunurlar.”;
Anayasanın 61. maddesinde ise “Devlet, sakatların korunmalarını ve toplum hayatına intibaklarını sağlayıcı tedbirleri alır.” denilmiştir.
Engelli İstihdamı, Engelli Çalıştırma Zorunluluğu
657 Sayılı Devlet Memurları Kanunda Kota İle İlgili Hükümler:
657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 53. maddesinin birinci fıkrasında; “Kurum ve kuruluşlar bu Kanuna göre çalıştırdıkları personele ait kadrolarda % 3 oranında engelli çalıştırmak zorundadır. % 3’ün hesaplanmasında ilgili kurum veya kuruluşun (yurtdışı teşkilat hariç) toplam dolu kadro sayısı dikkate alınır” hükmü yer almaktadır.
4857 Sayılı İş Kanununda Kota İle İlgili Hükümler
Engelli ve eski hükümlü çalıştırma zorunluluğu Madde 30: İşverenler, elli veya daha fazla işçi çalıştırdıkları özel sektör iş yerlerinde yüzde üç engelli, kamu iş yerlerinde ise yüzde dört engelli ve yüzde iki eski hükümlü işçiyi veya Askerlik Kanunu veya Yedek Subaylar ve Yedek Askeri Memurlar Kanunu kapsamına giren ve askerlik hizmetini yaparken Terörle Mücadele Kanununun 21. maddesinde sayılan terör olaylarının sebep ve tesiri sonucu malul sayılmayacak şekilde yaralananları meslek, beden ve ruhi durumlarına uygun işlerde çalıştırmakla yükümlüdürler.
Aynı il sınırları içinde birden fazla işyeri bulunan işverenin bu kapsamda çalıştırmakla yükümlü olduğu işçi sayısı, toplam işçi sayısına göre hesaplanır.
Bu kapsamda çalıştırılacak işçi sayısının tespitinde belirli ve belirsiz süreli iş sözleşmesine göre çalıştırılan işçiler esas alınır. Kısmi süreli iş sözleşmesine göre çalışanlar, çalışma süreleri dikkate alınarak tam süreli çalışmaya dönüştürülür. Oranın hesaplanmasında yarıma kadar kesirler dikkate alınmaz, yarım ve daha fazla olanlar tama dönüştürülür.
İş yerinin işçisi iken engelli hâle gelenlere öncelik tanınır.
İşverenler çalıştırmakla yükümlü oldukları işçileri Türkiye İş Kurumu aracılığı ile sağlarlar.
Yer altı ve su altı işlerinde engelli işçi çalıştırılamaz ve yukarıdaki hükümler uyarınca işyerlerindeki işçi sayısının tespitinde yer altı ve su altı işlerinde çalışanlar hesaba katılmaz.
Engelli Çalıştırma Zorunluluğu Hakkında Diğer Bilinmesi Gerekenler
Engelli çalıştırma zorunluluğu ile ilgili diğer bilinmesi gerekenleri soru ve cevap şeklinde detaylandırmak istiyorum.
Soru 1-Engelli memur ve işçilerin çalıştırma zorunluluğu hangi kurumlar tarafından denetlenir.
Cevap 1-Engelli memur kadrolarının takip ve denetimi Devlet Personel Dairesi Başkanlığı tarafından yapılmaktadır. Engelli işçilerin takip ve denetimi ise Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü tarafından yapılmaktadır.
Soru 2-Engelli kişilerin kamuda çalışabilmek için nasıl bir yol izlemesi gerekir.?
Cevap 2-Engelli kişilerin kamuda memur ve işçi olarak istihdamı, merkezi bir sınav olan EKPSS aracılığıyla gerçekleştirilmektedir. EKPSS hakkında detaylı bilgi almak isterseniz daha önce kaleme aldığım EKPSS Nedir? Engelliler Açısından Önemi başlıklı yazımı okumanızı tavsiye ederim.
Soru 3-Engelli kotasına uymayanlara ne ceza verilir?
Cevap 3-Engelli çalıştırma zorunluluğuna uymayanlara verilecek cezayı iş kanunumuzun 101. maddesi şu şekilde tanımlamıştır.
Madde 101-“Bu Kanunun 30. maddesindeki hükümlere aykırı olarak özürlü ve eski hükümlü çalıştırmayan işveren veya işveren vekiline çalıştırmadığı her engelli ve eski hükümlü ve çalıştırmadığı her ay için bin yedi yüz Türk Lirası idari para cezası verilir. Kamu kuruluşları da bu para cezasından hiçbir şekilde muaf tutulamaz”
Yararlandığım Kaynaklar:
- 4857 Sayılı İş Kanunu
- 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu
- T.C. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Resmi Web Sitesi
- İŞKUR Resmi Web Sitesi
Yusuf TOKMUÇ-Kariyer ve Gelişim Blogumda: Engelli Çalıştırma Zorunluluğu ve Engelli İstihdamına Yönelik Bakış Açısı konusunu anlatmaya çalıştım. İçeriği beğendiyseniz daha fazla kişiye ulaşması için paylaşmayı, içeriğe katkı sunmak isterseniz de aşağıda yer alan yorum bölümüne fikir ve görüşlerinizi bırakmayı unutmayın.
0 Yorum